-A A+A

Allah’a Yönelen Ol - Doğru Bilinçlenmeye Giden Adımlar

Hamd; alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, Nebilerin efendisi Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, ehline ve bütün ashabına olsun.

Bundan sonra; İslam ümmetinin karşılaştığı fitneler ve ayrılıklardan dolayı, hidayeti arayan müslümanlarda meydana gelen karışıklığı gidermek için ve Muslim’in Ebu Zerr (radiyallahu anh)’tan aktardığı kudsi hadiste Allah (azze ve celle)’nin: “Ey Kullarım! Hepiniz dalalet içerisindesiniz ancak benim hidayet ettiklerim müstesna, benden hidayet isteyin sizlere hidayet edeyim.”

Buyruğundan yola çıkarak, hidayeti talep etmek ve nefsani arzuların çoğaldığı, sapıklık ve dalalet zamanında hakkı öğrenebilmek için gereken sebeplere ihtiyaç duymaktayız. İşte bu sebeplerden biri de “inabet” (Allah’a yönelmektir). Cürcani (rahimehullah)’ın ‘et-Târifat/Tarifler’ kitabında geçtiği üzere inabet kelimesinin manası şöyledir: İnabet, kalbi şüpheler karanlığından arındırmaktır. Şöylede tarif edilmiştir: İnabet, her şeyden bütün her şeyin sahibine yönelmektir. Tarifi hakkında şöylede denilmiştir: İnabet, gafletten zikre, korkudan ünsiyete dönmektir.

“En-nihayet’u fi-ğaribi’l hadis” kitabında ve Ebu’s-Saadet’ten gelen nakillerde inabet: Tövbe ile Allah’a yönelmektir. Kişi yöneldiği veya döndüğü zaman şöyle denilir: أناب،ينيب، إنابة، فهو منيب. (İnabetini hidayet sebeplerinden) olduğunun Kur’an’dan delili Allah (azze ve celle)’nin şu buyruğudur: “Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.” (Şûrâ sûresi, 13. ayet meali)

İnsan tevbe ettiğinde ve azmederek Allah (subhanehu ve teâlâ)’ya yöneldiğinde, bu durum Allah’ın onu hakka hidayet etmesine ve karışık durumlardan çıkarmasına bir sebep olur. İbn-i Kesir (rahimehullah) “Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir” ayetini tefsir ederken şöyle demiştir: Yani o (Allah) hak eden kimseler için hidayeti takdir eder ve dalaleti doğru yola tercih eden kimseler içinde dalalet yolunu yazar. Bunun için Allah (azze ve celle) (bu ayetten sonra) şöyle buyurmuştur: Geçmiş ümmetler ancak kendilerine ilim geldikten sonra (sırf aralarındaki kıskançlık ve ihtiras yüzünden) ayrılığa düştüler. (Şûrâ sûresi, 14. ayet meali) yani onlar, kendilerine hak ulaşıp, hüccet ikame edildikten sonra muhalefet ettiler ve onları bu davranışa sadece aşırılık ve inatları yönlendirmişti. İbn-i Kesir (rahimehullah)’ın sözünden anlıyoruz ki; insan inabeti talep etse ve Allah’a yönelse muhakkak ki Allah (subhanehu ve teâlâ) O’na hidayet eder.

Sâdî (rahimehullah) “kendisine yöneleni de doğru yola iletir” ayetini (tefsir ederken) şöyle demiştir: Kulu Allah’u Teâlâ’nın hidayetine ulaştıracak olan sebep kulun Rabbine yönelmesidir. (Kulun) kalbinin isteklerini Rabbine yönlendirmesi, Rabbine karşı ihlaslı olması ve hidayeti isterken maksadının güzel olması hidayeti kolaylaştıran sebeplerdendir. Allah (azze ve celle)’nin buyurduğu gibi: “Allah, o nûr ve kitap vasıtasıyla rızasını arayanları ebedî huzur ve kurtuluş yollarına iletir.” (Mâide sûresi, 16. ayet meali)

Aynı şekilde Allah (azze ve celle) şöyle buyurmaktadır: “De ki: “Allah, dilediği kimsenin doğru yoldan sapmasına fırsat verir; kendisine gönülden yönelenleri ise doğru yola eriştirir.” (Ra’d sûresi, 27. ayet meali) (Bir kişi) daima Allah’a dönüp, işlediği günahlardan tövbe ederek ona yönelirse, Allah’ın izniyle bu o kişinin hidayetine ve (Allah’ın rahmet ettikleri müstesna) bugün İslam ümmetinin içerisinde bulunduğu karışıklıklardan kurtulmasına sebep olur. İbn-i Kesir (rahimehullah) “De ki: Allah, dilediği kimsenin doğru yoldan sapmasına fırsat verir; kendisine gönülden yönelenleri ise doğru yola eriştirir” ayetini tefsir ederken şöyle demiştir; yani Allah kendisine yönelene, kendisinden yardım isteyip, yalvarana hidayet eder. Beğavi (rahimehullah) bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir, yani inabet vesilesiyle Allah dilediğine hidayet eder. Şöyle de denilmiştir; Allah, kendisine kalbiyle yöneleni dinine irşat eder. Böylece inabetin, hidayete giden bir yol ve onun için bir sebep olduğunu öğrenmiş olduk. Aynı şekilde Allah’ın ayetlerini düşünmekte hidayet sebeplerindendir.

Allah (azze ve celle)’nin ayetlerini düşünmenin neticelerinden biri de hakkı bilmektir ve Allah (azze ve celle)’nin ayetleri vasıtasıyla hakkı bilmek Allah’a yönelmek ile mümkündür. Buna Allah (azze ve celle)’nin şu ayeti delalet etmektedir: “Allah’a yönelen kimse, düşünüp öğüt alır.” (Mü’min sûresi, 13. ayet meali) İbn-i Atiyye (rahimehullah) bu ayetin manası hakkında şöyle demiştir, yani (Allah’a yönelmeyenler) doğru ve kendilerine fayda verecek şekilde (ayetleri) düşünemezler. Çünkü bizler Allah’a yönelmeyen kimselerinde ayetleri düşündüğünü görmekteyiz ancak onların bu (düşünmeleri) kendilerine fayda vermediği için sanki hiç düşünmemişlerden sayılırlar. Allah (azze ve celle)’nin kitabında bizler Allah’a yönelmiş kimselerin yoluna tabi olmakla emir olunduk. Çünkü onlar diğer insanlara nispetle hidayete en yakın olanlardır.

Allah’a yönelenlerin yoluna yönelmek Allah’ın izniyle bizleri hakka götürecektir. Allah (azze ve celle) şöyle buyurmuştur: “Bana yönelen kimsenin yolunu izle” (Lokman sûresi, 15. ayet meali) Sâdî (rahimehullah) bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir, Onlar Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Rasûllerine, iman edenler ve Rabblerine teslim olup ona yönelenlerdir. Bu kimselere tabi olmak, Allah’a yönelmede onların tuttuğu yolu tutmakla olur (O yolu izlemekte) kalbin istek ve arzularını Allah’a çevirip bundan sonrada bedeni Allah’ın sevdiği ve ona yakınlaştıran hususlarda yormakla mümkündür. Allah’ın izniyle bu vesileyle öğrendik ki hidayet yolu Allah’a yönelmekten geçer. Ümmetin imamı, Allah (azze ve celle)’nin halili, İbrahim (aleyhisselam)’ın yolu da böyleydi.

Zira Allah (azze ve celle) İbrahim (aleyhisselam)’dan bahsederken onun “Munib” (Allah’a yönelen) olduğunu zikretmiştir. Allah (azze ve celle) şöyle buyurmuştur; “doğrusu İbrahim, çok yumuşak huylu, çok yufka yürekli, çokça Allah’a yönelen idi.” (Hud sûresi, 75. ayet meali) böylece İbrahim (aleyhisselam) ümmetin imamı ve insanların hidayeti için bir sebep oldu. Bizler, milleti İbrahim’e tabi olmakla emir olunduk. İbrahim (aleyhisselam) milleti İbrahim’in imamı, nebilerin atası ve Allah’a çokça yönelenlerdendi bunun için Allah’ın izniyle hidayete erenlerin lideri oldu. Yüce Allah’tan, yüce arşın Rabbin’den, bizleri kendisine yönelen kimselerden kılmasını, bizleri dost doğru yola iletmesini istiyorum. Muhakkak ki, o buna kadirdir ve icabet etmeye en layık olandır.

Davamızın sonu alemlerin Rabbi’ne hamd etmektir.

17 Mar, 2023 Şeyh Hâlid Bin Ömer Batarfi
Etiketler: İlim, Allah, Takva, İnabet, yönelim